Kurban ibadeti, Müslüman toplumu için büyük bir anlam taşır. Bu ibadetin gereği olarak kurbanlık hayvan seçimi titizlikle yapılır. Ancak, bazı satıcıların iyi niyetli alıcıları yanıltması sonucu, ibadet için uygun olmayan hayvanlar kurbanlık diye satılabilmektedir. Bu durum, tüketiciler için hem maddi kayıp hem de dini sorumluluklarını yerine getirememe endişesi yaratır. Tüketicilerin bu tür mağduriyetler karşısında hukuki haklarının olduğu bilinmelidir.

Uygunsuz Hayvan Durumunda Veterinerin Rolü

Satın alınan kurbanlık hayvanın kesim sonrasında veya öncesinde hastalıklı, sakat ya da kurban olma şartlarını taşımadığı tespit edilirse, tüketicinin ilk yapması gereken şey, durumu resmi bir belgeyle teyit ettirmektir. Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Mahmut Şahin'in belirttiğine göre, bu süreçte en önemli adım, bir veteriner hekimden hayvanın durumu hakkında rapor almaktır. Bu rapor, hayvanın kusurlu olduğunu veya uygun olmadığını bilimsel olarak kanıtlar niteliktedir ve hukuki başvurular için vazgeçilmez bir delildir. Veteriner raporu, tüketicinin hak arayışında elini güçlendirecek en önemli belgedir.

Kurbanlık Bedeline Göre Başvuru Yolları

Veteriner hekimden alınan raporun ardından, tüketici ödediği bedelin iadesi veya diğer tazminat talepleri için ilgili yasal mercilere başvurabilir. Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Mahmut Şahin'in açıklamasına göre, hangi mercie başvurulacağı, kurbanlık için ödenen tutara bağlıdır. Eğer kurbanlığın bedeli 140 bin TL'ye kadar ise, dosya Tüketici Hakem Heyeti'ne sunulmalıdır. Bu tutarın üzerindeki bedellere sahip kurbanlıklarla ilgili ihtilaflarda ise Tüketici Mahkemesi yetkilidir. Şahin, bu başvuru süreçlerinin sonuçları hakkında, "Malın iadesi, ödenen bedelin geri alınması ve manevi tazminat talebi için gerekli yasal yollar açıktır" bilgisini verdi. Tüketici, hayvanı iade ederek parasını talep edebileceği gibi, manevi zararının da tazminini isteyebilir.

Kötü Niyetli Satışlar ve Tüketicinin Sorumluluğu

Mahmut Şahin, kurbanlık hayvan satışının, normal bir ticari işlemin ötesinde, dini bir vecibeyi yerine getirme amacı taşıdığını yineledi. Bu kutsal amaçla yapılan alışverişlerde hasta, sakat veya küçük yaştaki hayvanların kurbanlık diye satılmasının kabul edilemez olduğunu ve bunun açıkça kötü niyetli bir dolandırıcılık eylemi olduğunu belirtti. Şahin, bu tür dolandırıcılıkların yaygınlaşmasını önlemenin en etkili yolunun, mağdur olan vatandaşların haklarını araması olduğunu ifade etti. Şahin, "Bu tür dolandırıcılıkların önüne geçmek için mağduriyet yaşayan vatandaşların haklarını araması büyük önem taşıyor" diyerek, tüketicileri yasal yollara başvurmaya teşvik etti. Hak arama, sadece bireysel bir eylem değil, aynı zamanda toplumsal bir sorumluluktur.

BİM'den yeni aktüel ürün listesi geldi: İşte Aralık fırsatları
BİM'den yeni aktüel ürün listesi geldi: İşte Aralık fırsatları
İçeriği Görüntüle

Manevi Kaybın Telafisi Talebi

Kurbanlık hayvanın uygunsuz çıkması durumunun manevi yönüne de değinen Mahmut Şahin, ibadetini yerine getirme niyetiyle hareket eden kişinin bu şekilde suistimal edilmesinin ciddi bir manevi tahribata yol açabileceğini vurguladı. Dini bir vecibenin yerine getirilememesi veya şüpheye düşülmesi, parasal kayıptan çok daha derin etkiler yaratabilir. Şahin, bu nedenle, "Bu gibi durumlarda manevi tazminat miktarının, maddi zararın da üzerinde olması gerekir. Çünkü burada yalnızca bir ürün değil, dini bir vecibe suistimal edilmektedir" diye ifade etti. Bu açıklama, manevi zararın boyutunun, maddi kayıptan bağımsız olarak ve hatta ondan daha ağır değerlendirilmesi gerektiğini ortaya koymaktadır. Tüketiciler, yaşadıkları bu manevi üzüntüyü de hukuki yollarla talep edebilirler.

Kaynak: HABER MERKEZİ