06-12 Nisan 20025 tarihleri arasında Ahlat Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde düzenlenen “Maziden Atiye Ahlat” öğrenci programı için davet edildiğimde hem sevindin hem de heyecanlandım.
06-12 Nisan 20025 tarihleri arasında Ahlat Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde düzenlenen “Maziden Atiye Ahlat” öğrenci programı için davet edildiğimde hem sevindin hem de heyecanlandım.
Zaten Ahlat’la ilgili her faaliyet beni sevindirir ve heyecanlandırır.
“Maziden Atiye Ahlat” öğrenci programı, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla, Milli Eğitim Bakanımız Sayın Yusuf Tekin tarafından uygulamaya geçirilen ve MEB Bakan yardımcımız Sayın Nazif Yılmaz’ın sorumluluğunda yürütülen bir proje.
Projenin koordinatörlüğünü, MEB Bakan Müşavirimiz Süleyman Can ve MEB Daire başkanlarımızdan Abdulhalik Baş büyük bir özveriyle yürütüyorlar.
Yürüttükleri faaliyetin önemini kavramış, tabir caizse tam bir Ahlatlı olmuşlar.
Destek Hizmetleri Genel Müdürlüğü, İşyeri Güvenliği ve Sağlık Birimi Daire Başkanı Özkan Avcı da koordinatörlerin çalışmalarına yardımcı oluyor.
Her hafta 11 ilimizden seçilmiş 80-100 arası öğrenci ve rehber öğretmenlerinden oluşan bir grup Ahlat Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde misafir ediliyor.
Gün içinde Ahlat ve çevre il ve ilçelerdeki tarihi mekânlar geziliyor, akşam saatlerinde ise belirlenmiş konularda, konunun uzmanları tarafından bilgilendirmeler ve çeşitli etkinlikler yapılıyor.
Bu hafta 14. sü yapılıyor.
Daveti aldığımda bir an üç yıl geriye gittim.
Bilim Kurulu üyesi olduğum Ahlat Doğa ve Kültürel Mirası Yaşatma Derneği’nin düzenlediği ”Tarihin Şahitleri Ayağa Kalkıyor” projesine katıldığım günleri hatırladım.
Yurt içinden ve yurt dışından bir çok misafirin katıldığı çalıştayda valiler, rektörler, öğretim görevlileriyle tanışmış, Ahlat’la ilgili görüş ve düşüncelerini dinlemiştik.
Şimdi başka bir projede yine Ahlat’ı konuşacaktık.
Benim işleyeceğim tema: “Ahlat ve Anadolu’dan Balkanlara Fetih Ruhu”
Ardahan, Balıkesir, Batman, Çankırı, Edirne, Erzurum, Hatay, Isparta, Kırşehir, Kütahya ve Mersin illerinden katılan Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencisi 81 kişi ve 11 rehber öğretmen.
Dersimiz saat 21.00 da başladı.
Karşımda ülkemizin geleceği dediğimiz pırıl pırıl gençler vardı.
Uzun zamandır sınıftan ve öğrencilerden uzak kalmıştım.
Yeniden bir sınıf ortamında gençlerle buluşmanın verdiği sevinç, heyecan ve mutlulukla dersime başladım.
Karşılıklı sohbet tarzında geçen dersimiz sırasında Fetih ile İşgal arasındaki farktan, Anadolu’nun Türkleşmesinde ve İslamlaşmasında emek sarfeden manevi mimarlardan söz ederek, Viyana kapılarına kadar gittik.
Anadolu’nun fethinde Ahlat’ın rolünü vurgularken, Abdurrahman Gazi’yi Arabistan çöllerinden Ahlat’a; Eyyûp Sultan’ı 90 küsur yaşlarında İstanbul kapılarına kadar getiren ruhtan bahsettik.
Fetih ruhunun ve milletimizdeki heyecanın bugün de devam ettiğini, bugün de millet olarak dünyadaki mazlumların yanında, zalimlerin karşısında yer aldığımızı dile getirdik.
Öğrencilere, “Sizleri bugün Ahlat’ta öğrenci olarak misafir ediyoruz, yarın öğretmen, doktor, hakim, savcı, kaymakam, vali, bakan, belki de Cumhurbaşkanı olarak misafir edeceğiz” diyerek, omuzlarına büyük bir sorumluluk yüklemeyi de ihmal etmedik.
Öğrenciler bizden daha heyecanlıydılar.
20 Milyondan fazla öğrenci arasından seçilip gelmişlerdi.
Yaptıkları çalışmalarla akranlarının önüne geçmiş, geleceğin liderleri, bilim adamları, yöneticileri olacaklarını belli etmişlerdi.
Ayrıcalıklarının farkındaydılar.
Sordukları sorulara bakılırsa, derslerini iyi çalışmışlardı.
Kendilerine hediye edilen özel hazırlanmış ajandalarını açmış, konuştuklarımızı not alıyorlardı.
Karşınızda, verdiğinizi almaya hazır bir öğrenci grubu varsa öğretmenliğin tadına doyum olmaz.
Yıllar sonra yine böyle bir ortamı yakaladığım için kendimi şanslı görüyorum.
Zaman hızla aktı geçti, dersin nasıl bittiğinin farkına bile varamadık.
Değerlendirme yaparken, öğrencilerin kalbine ve beynine dokunabildiğimin işaretlerini aldım.
Birkaç öğrenciye kitap imzaladım.
Yeteri kadar kitap olmayınca, öğrencilerin, ajandalarımızı imzala tekliflerini geri çevirmedim.
Pazartesi sabahı resmi açılış töreni vardı.
Törene, il ve ilçe yöneticileri katıldılar.
Bitlis İl Milli Eğitim Müdürü, Ahlat Kaymakamı, Ahlat Belediye Başkanı, Ahlat İlçe Milli Eğitim Müdürü ve diğer yöneticilerle tanıştık.
İlçe Milli Eğitim Müdürü Rafet Akgün, Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdürü Orhan Hamitoğlu ve personeli, misafirlerin rahat etmesi için canla başla çalışıyorlardı.
Çalışmalarını taktir ederek takip ettiğim, Ahlat Belediye Başkanı Sayın Yavuz Gülmez’in, Mütevazı kişiliği, çalışkanlığı, vizyonu ve yüklendiği misyonun farkında oluşu dikkatimi çekti.
Yılın Belediye Başkanı seçilen Sayın Yavuz Gülmez’in Ahlat’a büyük hizmetler yapacağına inancım perçinleşti.
Ahlat Kaymakamı Sayın Batuhan Bingöl’ün Ahlat’la ilgili sunumunu izledim.
Hitap şekli, kurduğu cümleler ve vücut dili ile kendinden emin, ne söylediğini bilen, lider bir yönetici profili çizdi.
Ahlat’ı sahiplenmiş, Ahlat’la bütünleşmiş, Ahlat’ın kalkınması, gelişmesi yeniden eski ihtişamına kavuşması için bütün gayreti ile çalışıyor.
Kişilikleri, çalışkanlıkları ve halka yaklaşımları ile gönlümüzde taht kuran “Ahlat’ın Efsane Kaymakamları” ( Mustafa Toprak, Bilal Şentürk, Ahmet Avşar, Bülent Tekbıyıkoğlu, Fikret Dağ) zincirine yeni bir halka daha eklendiğini görmek beni mutlu etti.
Sonraki gün öğrencilerle Ahlat’ın tarihi yerlerini gezdik, fotoğraf çektirdik.
Anılarımızı tazeledik, hepsini olmasa da eş, dost ve akrabaları görme imkânı bulduk.
Şerafettin Tanyeri hocamızın daveti üzerine, Şehit Eren Öztürk Cami ve Külliyesini ziyaret ettim.
Üç günlük çalışma ziyaretinin sonunda, yeni kazandığımız 92 hemşerimizin gözündeki sevinç ve mutluluğu paylaşarak Ahlat’tan ayrıldım.
Bir dahaki ziyaret ne zaman olur…
Nasip!