Uzmanlar, bu fikri hayata geçirecek “Kamu Konut Finansmanı Kurumu” kurulmasını öneriyor. Devletin faiz desteği sağlayacağı modelde bankalar normal faiz uygular, devlet o faizin belirli kısmını üstlenir. Vatandaşın aylık yükü kira seviyesine yaklaşırken total maliyet artar ama erişilebilirlik güçlenir.
Peşinatsız Sahiplik
Yeni modelde peşinat zorunluluğu azalacak, hatta sıfır peşinatlı paketler de masada. Kira benzeri taksit ödemesi sürecin temelini oluşturacak. Sözleşme sonundaki tapu devri, uzun soluklu ödeme süreçlerinin en cazip yanı. Yüksek peşinat şartı kalkınca geniş kitleler konut alabilecek. Finans kuruluşları, peşinat gelirini devlet kaynaklı desteklerle telafi edebilecek.
Vergi Teşvikleri ve Kaynak
Bu sistemi finanse etmek için bankalara ve kredi kullanıcılara vergi indirimleri planlanıyor. Kredi faizinin bir kısmı devlet bütçesinden sübvanse edilecek. Öneride, kurumun ihraç edeceği tahvillerin KDV ve stopaj muafiyeti alması yer alıyor. Kamu kaynaklı destek, özel sektör kaynaklarının önünü açacak. Uzmanlar, maliyenin bu yüke ne kadar katlanabileceğini hesap ediyor.
Risk Yönetimi
40–50 yıl vadeli kredi, uzun dönem enflasyon riskine mahkûm. Reel taksit değeri düşerken nominal maliyet artacak. Kur ve faiz şokları karşısında taksitler eriyebilir. Makro ihtiyati tedbirlerle fiyat balonu riski, ipotekli konut kredisi limitleriyle korunmalı. Vatandaşın gelir kaynağına göre vade uzatım limitleri esnek kurgulanmalı.
Uzman Görüşleri
Ekonomistler, düşük enflasyon ve istikrarlı büyümenin şart olduğunu vurguluyor. Gayrimenkul uzmanları, uzun vadeli kredinin talebi canlandırabileceğini, ancak konut fiyatlarında aşırı yükselişi besleyebileceğini belirtiyor. Bankacılık kesimi, kaynak maliyetinin sürdürülebilirliğini sorguluyor. Maliye Bakanlığı’na bağlı bir kurumun kurulması, bürokratik süreçleri hızlandırabilir. Bu yenilik, finansal derinliği artırsa da uygulama detaylarındaki belirsizlikler giderilmeli.



