Durer açıklamasında şunları ifade etti; “Öncelikle hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı ve sabır diliyorum. Şehrimizin sokaklarında zaman zaman işlenen cinayetler, sadece bireyleri hedef almakla kalmamakta; toplumsal barışı, aile yapısını ve ortak yaşam kültürümüzü de tehdit etmektedir. Şehrimizde sürekli hale gelen cinayetlere karşı sessiz kalmamalıyız. Son günlerde şehrimizde yaşanan ve sürekli tekrarlanan cinayet olayları hepimizi derinden sarsmaktadır. Şehrimizde ki bu cinayet haberlerinden derin üzüntü ve kaygı duyuyoruz. Kamu düzenini, vatandaşlarımızın huzurunu ve güven duygusunu zedeleyen bu gelişmeler karşısında sessiz kalmamız mümkün değil. Her yeni gün, bir başka ailenin ocağına ateş düşmekte, toplumumuzun vicdanı yara almaktadır. Cinayetlerin sıradanlaşması, sadece can kaybı değil; aynı zamanda umudun, güvenin ve birlikte yaşama kültürünün de kaybıdır. Serdar Durer sözlerine devamla; bizim çağrımız, her kesime yöneliktir. Yetkili kurumlarımız olayların faillerini tespit etmek, arka plandaki nedenleri ortaya çıkarmak ve yeni can kayıplarını önlemek adına tüm imkânlarını seferber etmelidir. Emniyet güçlerimiz geniş çaplı soruşturmalar yürütüp, istihbarat birimlerimiz titiz bir şekilde olayların olası bağlantılarını incelemelidir. Unutulmamalıdır ki şiddet yalnızca bir güvenlik sorunu değildir; kökleri çok daha derinlerde, sevgisizlikte ve umutsuzlukta yatmaktadır. Bu nedenle meseleyi yalnızca polisiye önlemlerle çözmekte mümkün olmayıp meseleyi çok yönlü ele almalıyız. Şiddetin sıradanlaşmasına izin vermemeli, eğitimden, istihdama, aileden, mahalle dayanışmasına kadar her alanda köklü tedbirler geliştirmeliyiz. Sürekli tekrarlanan bu cinayetler, şehrimizdeki sosyal dokunun, ekonomik adaletin ve kültürel dayanışmanın yara aldığını da göstermektedir. Bu doğrultuda; Güvenlik güçlerimizin sahadaki görünürlüğü ve müdahale kapasitesi artırılmalıdır. Yerel yönetimlerle koordineli olarak riskli bölgelerde aydınlatma, kamera ve devriye sistemleri güçlendirilmelidir. Sivil toplum kuruluşları, dinî temsilciler ve eğitim kurumlarıyla ortak çalıştaylar düzenlenerek şiddeti doğuran sebepler masaya yatırılmalıdır. Özellikle gençlerimizin suç örgütlerinin etkisine girmesini engellemek amacıyla sosyal, kültürel ve sportif projeler hızla hayata geçirilecektir. Gençlerimize şiddetsiz iletişim, empati ve toplumsal sorumluluk bilinci kazandırılması için daha aktif bir rol üstlenmeye çağırıyoruz. Bitlis kamuoyuna çağrımız açıktır; bu süreçte dayanışma ruhumuzu koruyalım, şiddeti sıradanlaştırmayalım, suça göz yummayalım. Vatandaşlarımızın ihbarları ve desteği, bu karanlık tabloyu tersine çevirmemizde büyük önem taşımaktadır. Şehrimizin geleceği, çocuklarımızın güvenle büyüyeceği sokaklarda saklıdır. Bu zor dönemi birlik, kararlılık ve ortak akılla aşacağımıza yürekten inanıyorum. Lütfen sessiz kalmayalım. Suça ve şiddete göz yummayalım. Dayanışma içinde, mahallemizde, iş yerimizde, çarşıda şiddeti önlemek için birlikte hareket edelim.Şehir, yalnızca binalardan ve caddelerden ibaret değildir. Bitlis, hepimizin kalbi, ruhu ve ortak geleceğidir. Bu geleceği korumak için şiddete karşı güçlü bir toplumsal duruş sergilemek hepimizin görevidir. İnanıyorum ki; dayanışma, adalet ve merhamet ile örülen bir toplumda cinayetlere yer olmayacaktır.”
