Eğilmez’e göre enflasyon beklentilerinin hala yukarı yönlü olması, güven ortamı açısından önemli bir risk oluşturuyor. Reel sektörün enflasyonu yüksek beklemesinin ekonomik toparlanmayı yavaşlattığını belirtti. Bu nedenle zam tartışmalarında temel ölçütün kaybın telafisi olması gerektiğini dile getirdi.
“28 bin liranın altı satın alma gücünü korumaz”
Asgari ücretin yıl boyunca yaklaşık yüzde 30 eridiğini ifade eden Eğilmez, yapılacak zammın bu kaybı kapatacak düzeyde olması gerektiğini söyledi. Hesaplamalara göre telafi için rakamın en az 28 bin liraya çıkması gerektiğini belirtti. Eğer refah payı eklenirse rakamın 30 bin liraya yaklaşabileceğini ifade etti. Eğilmez, daha düşük bir zam oranının çalışanlara ağır bir yük bindireceğini vurguladı.
Bütçede görünen riskler kontrol edilebilir seviyede
Eğilmez, bütçede yapısal bir kriz olmadığını ancak harcama tarafındaki artışların yönetilmesi gerektiğini söyledi. Vergi gelirlerinin beklentilerin altında kalmadığını belirtti. Buna karşılık kamusal giderlerin kontrol altına alınmasının bütçe dengesini güçlendirici etki yaratacağını aktardı. Ekonomi yönetiminin harcamaları disipline etmesi durumunda daha sağlam bir mali çerçeve ortaya çıkacağını ifade etti.
Kur gelişmeleri enflasyonla paralel gidiyor
Ünlü iktisatçı, sepet kurun yüzde 27 artmasının enflasyonla neredeyse aynı oranda ilerlediğini söyledi. Euronun dolar karşısında daha güçlü konumda olmasının Türkiye için avantaj sağladığını belirtti. Çünkü borçların çoğunun dolar, gelirlerin ise büyük bölümünün euro üzerinden oluştuğunu hatırlattı. Bu dengenin Türkiye'nin cari denge açısından elini güçlendirdiğini ifade etti. Sepet kurdaki euro lehine hareketi olumlu bulduğunu dile getirdi.
