Bitlis’in Ahlat ilçesinde yıllardır marangozluk yapan Hanifi Topal, el işçiliğini merkeze alan çalışmalarıyla dikkat çekiyor. Seri üretimin hayatın her alanına yayıldığı bir dönemde, Topal’ın küçük atölyesinde hâlâ tahta talaşının kokusu, el emeğinin izleri hissediliyor. Usta marangoz, çocuk yaşta başladığı bu mesleği sabır ve sevgiyle sürdürdüğünü söylüyor. “Makine hızlı olabilir ama el emeği bir ruha sahiptir,” diyen Topal, marangozluğun yalnızca geçim kaynağı değil, aynı zamanda bir yaşam biçimi olduğunu vurguluyor.
El emeği ürünlere talep artıyor
Son yıllarda el yapımı ve doğal malzemelerden üretilen eşyalar yeniden ilgi görmeye başladı. Ahlat’ta da bu ilginin artması, geleneksel marangozluk ustalarının yüzünü güldürüyor. Hanifi Topal, siparişlerinin son dönemde çoğaldığını belirterek, “İnsanlar artık doğallığı arıyor. Herkesin evinde bir parça el emeği görmek hoşuna gidiyor,” diyor. Ustanın yaptığı masa, sandalye ve dolap gibi ürünler, hem dayanıklılığı hem de özgün tasarımıyla beğeni topluyor.
“Tahta konuşur, usta dinler”
Hanifi Topal, marangozluğun sadece bir iş değil, sabır ve özen gerektiren bir sanat olduğunu vurguluyor. Her ağacın kendine özgü bir yapısı olduğunu söyleyen usta, “Marangozlukta hız değil, his önemlidir” diyerek mesleğe olan sevgisini dile getiriyor.