Antalya İl Millî Eğitim Müdürlüğü tarafından başlatılan “Selçuklu’nun İzinde Antalya’dan Ahlat’a” projesi kapsamında, Antalya Anadolu İmam Hatip Lisesi, Gülveren Anadolu Lisesi, Yusuf Ziya Öner Fen Lisesi ve Erünal Sosyal Bilimler Lisesi öğrencilerinden oluşan kafile; 5–8 Temmuz tarihleri arasında gerçekleştirilen programda, Türk-İslam medeniyetinin Anadolu’daki ilk izlerini taşıyan Ahlat ilçesinde bir tarih yolculuğuna çıktı. UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi’nde yer alan Ahlat Selçuklu Meydan Mezarlığı başta olmak üzere; Ulu Kümbet, Emir Bayındır Kümbeti, Osmanlı Kalesi, Harabe Şehir, Ahlat Müzesi ve Van Gölü kıyılarını ziyaret eden öğrenciler, geçmişin izlerini sürerken aynı zamanda millî kimlikleriyle daha güçlü bir bağ kurdu.
Antalya İl Millî Eğitim Müdürü Ahlatlı hemşerimiz Mehmet Yasin Eriş, proje ile ilgili yaptığı değerlendirmede şu ifadelere yer verdi: “Milletler, kökleriyle vardır. Geçmişini tanımayan bir millet geleceğini inşa edemez. Biz tarihinden güç alan, ecdadını tanıyan ve değerleriyle yaşayan bir gençlik yetiştirmekle mükellefiz. Ahlat; Türk milletinin Anadolu’daki varlığının sadece başlangıç noktası değil, bu toprakları vatan kılma iradesinin en güçlü simgesidir. Antalya, tarih boyunca Anadolu’nun siyasi ve kültürel hafızasında derin izler bırakmış; Selçuklu medeniyetinin mimari ve düşünce mirasını barındıran nadide şehirlerimizdendir. Gençlerimizi bu kadim merkezden, Anadolu’daki bir başka mühim durak olan Ahlat’a yönelterek onları tarih bilinci ve kültürel aidiyet bilinciyle buluşturduk. Bu projeyle öğrencilerimizi sadece bir geziye değil, millî bilinçle donanma yolculuğuna çıkardık. Gençlerimiz ecdadın bıraktığı mirası omuzlarında taşımanın ne demek olduğunu hissederek döndüler. Amacımız; daha fazla gencimizi medeniyet köklerimizle buluşturmak, millî ve manevî değerlerle büyüyen bir nesle katkı sunmaktır.”
Ahlat’tı görmekten ve tarihle iç içe zaman geçirmekten mutluluk duyan öğrenciler ise “Ahlat’ta kitaplarda okuduğumuz geçmişin canlı bir karşılığını gördük. Nereden geldiğimizi hatırladık. Bu yolculuk, köklerimizi daha yakından hissetmemizi ve kimliğimiz üzerine yeniden düşünmemizi sağladı” ifadelerine yer verdiler.