Bir dönemin prestijli aksesuarı olan cep saatleri, artık sadece koleksiyonlarda ve anılarda yaşıyor. Ahlatlı saat ustası Enver Hakverdioğlu, “Bir zamanlar en çok tamir ettiğimiz saatlerdi, şimdi aylarca bir tane bile görmüyorum” diyor.
Bir zamanlar yeleklerin özel ceplerinde, zincirleriyle gururla taşınan cep saatleri artık hayatımızda yok denecek kadar az. 19. ve 20. yüzyılda statü ve prestijin sembolü olan bu saatler, günümüzde sadece koleksiyoncuların vitrinlerinde ya da antika meraklılarının ellerinde rastlanan değerli parçalar haline geldi. Bitlis’in Ahlat ilçesinde 40 yılı aşkın süredir saat tamirciliği yapan Enver Hakverdioğlu ise bu değişime yakından tanıklık eden isimlerden biri. Hakverdioğlu, “Eskiden en çok tamirini yaptığımız saatlerdi, şimdi aylarca bir tane bile görmüyorum” diyerek zamanın nasıl değiştiğini gözler önüne seriyor.
Cep saatlerinin kültürel yeri
Cep saatleri, yalnızca zamanı göstermek için kullanılan bir eşya değildi. Anadolu’da uzun yıllar boyunca bir prestij göstergesi olarak kabul edildi. Yelek ve pantolonların özel cepleri bu saatler için dikilir, zincirleriyle taşınan cep saatleri sahiplerine farklı bir hava katardı. Düğünlerde damatlara hediye edilir, babadan oğula yadigâr olarak bırakılırdı.
Her ailede mutlaka bir cep saati bulunur, çoğu zaman evin en değerli eşyası olarak özenle saklanırdı. Enver Hakverdioğlu, bu saatlerin insanların günlük yaşamında sadece zamanı öğrenme aracı değil, aynı zamanda toplumsal bir statü göstergesi olduğunu vurguluyor.
Ahlatlı ustanın tanıklığı
Yarım asra yakın süredir Ahlat’ta saat tamirciliği yapan Enver Hakverdioğlu, cep saatlerinin kayboluşunu hüzünle izlediğini söylüyor. “Eskiden her hafta birkaç cep saati tamire gelirdi. Şimdi aylarca hiç görmüyorum” sözleriyle meslekte yaşanan büyük değişimi anlatıyor.
Hakverdioğlu’na göre cep saatlerinin yok oluşu, sadece bir eşyanın kaybolması değil; aynı zamanda bir zanaatkârlığın da unutulması anlamına geliyor. Çünkü cep saati tamiri, ince işçilik isteyen özel bir ustalık gerektiriyordu.
Dijital çağın gölgesinde
Önce kol saatleri, ardından dijital modeller ve akıllı cihazlar hayatın merkezine yerleşti. Zamanı öğrenmek için artık cebimizde taşıdığımız telefonlara bakmak yeterli hale geldi. Bu değişim, cep saatlerine duyulan ihtiyacı tamamen ortadan kaldırdı.
Buna rağmen cep saatleri hâlâ koleksiyoncular ve nostalji meraklıları için değerini koruyor. Özellikle eski markaların kurmalı ve çalışır durumdaki modelleri, bugün antika piyasasında yüksek fiyatlarla alıcı buluyor.
Geçmişten bugüne taşınan miras
Her ne kadar günlük yaşamdan silinse de cep saatleri, kültürel mirasın bir parçası olarak önemini sürdürüyor. Onlar yalnızca zamanı ölçen mekanizmalar değil; aynı zamanda bir dönemin yaşam tarzını, zarafetini ve toplumsal ilişkilerini yansıtan simgelerdi.
Hakverdioğlu’nun sözleriyle: “Bugün elimizde kalan cep saatleri sadece zamanı değil, geçmişin ruhunu da taşıyor.”