Bitlis’te Eğitimde 10 Yıl Sonrası Nasıl Görülüyor?

Bitlis’te eğitimi konuşmak, yalnızca sınıfları ve müfredatı değil; aynı zamanda bu şehrin geleceğini, toplumun ortak kaderini konuşmaktır. Çünkü Bitlis’in her köyünden, her ilçesinden yükselen çocuk sesleri aslında yarının Türkiye’sine yön verecek umudu taşır. Peki, on yıl sonra bu sesler hangi imkânlarla yankılanacak, hangi ufuklara ulaşacak?

Bugünkü tabloya baktığımızda bazı sorunların hâlâ varlığını sürdürdüğünü görüyoruz. Öğrencilerden bir kısmı sabahın erken saatlerinde evlerinden çıkıyor, saatler süren yolculuğun ardından okula ulaşabiliyor. Kalabalık sınıflarda ders işlemek zorlaşırken, kırsalda teknolojiye erişim hâlâ yetersiz kalıyor. Aileler geçim sıkıntısının yanında eğitim için de fedakârlık yapmak zorunda kalıyor. Öğretmenler görevlerini fedakârlıkla yerine getiriyor ancak lojman, ulaşım ve sosyal imkânlardaki eksiklikler onların da yükünü ağırlaştırıyor.

Eğer bu tabloya sadece seyirci kalınırsa, on yıl sonra aynı sorunlar daha da büyüyerek karşımıza çıkacak. Ama bugünden doğru adımlar atılırsa, Bitlis eğitimde yalnızca bölgesinde değil, ülke genelinde de örnek gösterilen bir şehir olabilir.

Çözüm İçin Atılması Gereken Adımlar

Eğitimde fırsat eşitliği: Her öğrenci, doğduğu yerden bağımsız olarak eşit imkânlara ulaşabilmeli. İnternet ve teknolojik altyapı, en ücra köylere kadar götürülmeli.

Öğretmen desteği: Lojman ve ulaşım sorunları çözülmeli, öğretmenler görev yaptıkları bölgelerde yalnız bırakılmamalı. Mesleki gelişim programlarıyla sürekli desteklenmeli.

Mesleki eğitim: Gençlerin sadece üniversite değil, kendi şehirlerinde iş bulmalarını sağlayacak meslek liseleri ve teknik okullar yaygınlaştırılmalı.

Sosyal destekler: Ekonomik sebeplerle eğitimin kesintiye uğramasının önüne geçilmeli. Özellikle kız öğrencilerin eğitimde kalması için burs ve yurt imkânları artırılmalı.

Okul yatırımları: Kalabalık sınıflar azaltılmalı, yeni okul binaları bölgenin ihtiyaçlarına göre planlanmalı.

On Yıl Sonra Nasıl Bir Bitlis?

Hayal edelim… On yıl sonra Bitlis’te öğrenciler sabahları uzun yolculuklar yapmak zorunda kalmasa, sınıflar daha küçük ve verimli hale gelse, internet ve teknoloji her okula ulaşsa, öğretmenler görevlerini huzurla yapsa, kız çocukları eğitimden kopmadan üniversite hayallerini gerçekleştirse… O zaman Bitlis yalnızca kendi sorunlarını aşmış değil, eğitimde Türkiye’ye örnek gösterilen bir şehir haline gelirdi.

Evet, kolay değil. Ama imkânsız da değil. Çünkü eğitimde asıl ihtiyaç, büyük bütçelerden çok doğru planlama, adaletli kaynak dağılımı ve güçlü bir iradedir. Bitlis’in genç nüfusu, fedakâr öğretmenleri ve eğitime inanan aileleriyle bu başarı hikâyesi yazılabilir.

Sonuçta, Bitlis’in geleceği yalnızca merkezdeki modern okullarda değil; köylerde sabırla çabalayan, mahallelerde azimle çalışan, gözlerinde umut taşıyan çocukların kalbinde gizlidir. O ışığı koruyabilirsek, on yıl sonra gururla anlatacağımız bir eğitim destanı yazacağız.