Özellikle otomobil piyasasında yaşanan bu değişiklik, sadece araç fiyatlarını değil, alınan toplam vergi yükünü de yeniden şekillendirdi. Yapılan son düzenlemeyle ÖTV oranları artarken, onunla birlikte hesaplanan KDV tutarlarında da sıçrama yaşandı. Bu zincirleme etki, toplamda yüzde 222’lik bir vergi farkına neden oldu.
ÖTV artışı, KDV’yi doğrudan etkiliyor
Türkiye’de uygulanan sistem gereği, ÖTV üzerinden KDV hesaplanıyor. Yani ÖTV oranı arttığında, onun üzerine binen KDV de otomatik olarak artış gösteriyor. Yapılan son düzenlemede ÖTV oranı yüzde 4’ten yüzde 50’ye çıkarıldı. Bu sadece bir rakam değişikliği gibi görünse de vatandaşın ödeyeceği vergi yükü açısından ciddi sonuçlar doğuruyor. Özellikle pick-up gibi ticari araçlar, bu sistemde en fazla etkilenenler arasında yer alıyor.
Araç başına alınan vergi uçuşa geçti
Örnek hesaplamaya göre, daha önce 2 milyon 665 bin 830 TL değerindeki bir aracın ÖTV tutarı yalnızca 106 bin 233 TL idi. Ancak yeni düzenleme ile aynı aracın ÖTV’si tam 1 milyon 327 bin 915 TL oldu. Bu artış, nihai satış fiyatını da yukarı çekti. Düzenleme öncesi aracın KDV’si 552 bin 413 TL iken, şimdi bu rakam 796 bin 749 TL olarak hesaplanıyor. Sonuç olarak, vergilerdeki artış fiyatlara doğrudan yansıdı.
Toplam vergi tahsilatında büyük sıçrama
ÖTV ve KDV birlikte değerlendirildiğinde, devletin aynı araç üzerinden tahsil edeceği toplam vergi tutarı 2 milyon 124 bin 664 TL’ye ulaşıyor. Önceki sistemde bu miktar 658 bin 646 TL idi. Bu da yaklaşık yüzde 222 oranında bir artış anlamına geliyor. Dolayısıyla bir gecede, aynı ürün için ödenecek vergi üç katına yakın artmış oldu.
Vatandaş ve sektör temsilcileri tepkili
Bu artış, sadece maliyetleri değil, toplumun vergi algısını da yeniden gündeme taşıdı. Uzmanlar, KDV'nin ÖTV’ye endeksli olmasının sistemi “çift vergilendirme” noktasına getirdiğini belirtiyor. Bazı yorumcular, vergi adaleti ilkesinin zedelendiğini öne sürüyor. Pick-up gibi ticari araçlarda bile bu düzeyde bir artış olması, sistemin yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini düşündürüyor.