İslam Memiş, gümüşte Ekim ayında test edilen tarihi zirvelerin ardından yeniden rekor seviyelerin görüldüğünü hatırlatarak, “Bir ay gibi kısa bir aradan sonra gümüş yine zirve tazeledi. Şu anda gram gümüş 73,97 TL, ons gümüş ise 54 dolar seviyesinde” dedi.
Gümüşteki sert yükselişin ana nedeninin altın–gümüş rasyosundaki gerileme olduğunu vurgulayan Memiş, “Rasyo 77 seviyesine düşünce gümüş, altına göre daha yüksek performans göstermeye başladı. 2025’in şampiyonu gümüştü, 2026 yılında da tablomuz değişmeyecek gibi görünüyor” ifadelerini kullandı. Memiş, rasyonun 2026’da 67 bandına kadar düşmesinin gümüş lehine fiyatlamaları daha da hızlandırabileceğini dile getirdi.
Kasım ayında ons gümüşte yaşanan düşüşleri “kaçırılmayacak alım fırsatı” olarak nitelendiren Memiş, “45,5 dolar seviyesinden pozisyon alan yatırımcılar, şu an için avantajlı konuma geçti” değerlendirmesini yaptı. ABD–Venezuela ilişkileri, Rusya–Ukrayna hattındaki olası barış süreci ve küresel ekonomik belirsizliklerin, gümüşü 2026 boyunca yeniden gündemin üst sıralarında tutacağını söyledi.
Gram Altında Kritik Bant: 5700–6000 TL, Senaryolar Netleşiyor
Altın cephesinde özellikle gram altın yatırımcısını yakından ilgilendiren seviyeleri masaya yatıran İslam Memiş, Kapalıçarşı fiyatlarına dikkat çekti. Fiziki gram altının bugün itibarıyla 5.831 TL civarında olduğunu hatırlatan Memiş, yıl sonuna kadar izlenebilecek muhtemel patikaları şöyle özetledi: “Jeopolitik risklerin tırmandığı senaryoda gram altında 6.000 TL seviyesi test edilebilir. Eğer küresel ölçekte daha sakin, barışa yakın bir tablo ortaya çıkarsa 5.500–5.750 TL aralığında bir yıl sonu kapanışı görmemiz mümkün.”
Memiş, kendi projeksiyonunda gram altın için “5700–6000 TL aralığını” temel referans bant olarak aldığını vurguladı. Altın fiyatlarının hibrit bir yapıda, hem ons hareketi hem de döviz kuru üzerinden şekillendiğini hatırlatan Memiş, yatırımcıların sadece ons altına odaklanarak karar vermemesi gerektiğini, TL’deki değer kaybı ya da güçlenmenin gram fiyatı üzerinde doğrudan etkili olduğunu dile getirdi.
Ons altın tarafında 4.000 dolar seviyesinin kritik psikolojik ve teknik eşik olduğuna dikkat çeken Memiş, “Rusya–Ukrayna cephesinden gelebilecek bir barış haberi ons altını 4.000 doların altına çekebilir. Bu durumda 3.900, 3.850, 3.800 dolar seviyeleri masada. Ancak uzun vadede gerek merkez bankası alımları gerek küresel belirsizlikler, altını yine yukarı yönlü bir eksende tutuyor” dedi.
Gram altın yatırımcısına “panik yerine plan” öneren Memiş, geri çekilmelerin kademeli alım, sert yükselişlerin ise kâr realizasyonu alanı olarak değerlendirilmesinin daha sağlıklı olacağını ifade etti.
Dövizde Euro Öne Çıkıyor, 2026 “Manipülasyon Yılı” Olacak
Döviz tarafında euro/dolar paritesine ilişkin öngörülerini de paylaşan Memiş, 1,1580 civarındaki seviyeleri “görece ucuz” olarak değerlendirdi. “Bir varlık pahalıysa, karşısında nispeten düşük olanı tercih ederim. Altın maliyetli ve kısa vadede dalgalı; euro önümüzdeki dönemde daha rasyonel bir tercih gibi duruyor” diyen Memiş, 2026’nın ilk çeyreği için paritede 1,21 hedefini öne çıkardı.
Dolar hakkında ise yatırımcıları uyararak, “Dolar artık klasik anlamda bir yatırım aracı değil. Kağıt para tarafında önümüzdeki dört yılda Çin yuanı ve Rus rublesinin, dolar ve euroya kıyasla daha iyi performans gösterme ihtimalini yüksek görüyorum” değerlendirmesini yaptı.
Memiş, 2026 yılına dair en sert uyarısını ise kaldıraçlı işlemler üzerinden yaptı: “2026, benim için manipülasyon yılı. Bir ay sert düşüş, bir ay sert yükselişlerin yaşanacağı, öngörülemez bir piyasa yapısı göreceğiz. En çok kaybedenler; kısa vadeli pozisyonlara girenler, yüksek kaldıraç kullananlar ve gün içi sık al–sat yapanlar olacak.” Yatırımcıların portföylerini çeşitlendirmeleri, tek enstrümana yoğunlaşmaktan kaçınmaları ve vadelerini uzatmaları gerektiğini sözlerine ekledi.
Gümüş yatırımına ilişkin sorulara da yanıt veren Memiş, gümüşün hem bankalar üzerinden sanal hesapla hem de Kapalıçarşı’dan fiziki gram veya kilogram külçe olarak alınabileceğini, gümüş takıların da hurda olarak bozdurulabildiğini belirterek, “Asıl dikkat edilmesi gereken şey, ürünün nerede alınıp nerede bozulduğu” dedi.